Allah yolunan sığınma duaları

9
21

ـ1ـ عن أنس رَضِيَ اللّهُ عَنْهُ قال: ]كانَ النَّبىُّ # يَقُولُ: اللَّهُمَّ إنِّى أعُوذُ بِكَ مِنَ العَجْزِ، وَالْكَسَلِ، وَالْجُبْنِ، وَالْهَرَمِ، وَالْبُخْلِ، وَأعُوذُ بِكَ مِنْ عَذَابِ القَبْرِ، وَأعُوذُ بِكَ مِنْ فِتْنَةِ المَحْيَا وَالمَمَاتِ[. أخرجه الخمسة .

Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) şöyle istiâze ederlerdi: “Allah’ım! Aczden, tembellikten, korkaklıktan, düşkünlük derecesine varan ihtiyarlıktan, cimrilikten sana sığınırım. Keza, kabir azabından sana sığınırım. Hayat ve ölüm fitnesinden sana sığınırım.” [Buhâri, Da’avât 38, 40, 42, Cihâd 25; Müslim, Zikr 52, (2706); Tirmizî, Da’avât 71, (3480, 3481); Ebû Dâvud, Salât 367, (1540, 1541); Hurûf 1, (3972); Nesâî, İstiâze 6, (8, 257, 258).]

AÇIKLAMA:
İstiâze: Sığınma, korunma taleb etmek mânasına gelir. Her çeşit şerlerden, kötülüklerden, günahlardan, Allah’ın yasaklarından cehennemden vs. Allah’a sığınmak O’nun korumasını taleb etmek İslâm’da ubûdiyetin en mühim, en parlak şubelerinden biridir. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)’ın bu hadîste Allah’a sığındığı kötü haller şunlardır:

* Acz: Kudretsizliktir. Yani kişinin, ihtiyaçlarını te’minde düşmanlarını defetmeden muhtaç olduğu güç ve kuvvetten mahrum olmasıdır. Aslında bütün insanlar acz-i mutlak içindedir. Bunun idraki insanı gerçek kulluğa yani sonsuz olan ihtiyaçlarını Allah’tan istemeye, hadsiz olan düşmanlarına karşı Allah’a dayanmaya sevkeder. Bu ise, hakikî ve gerçek kulluktur. Bir kısım maddî güç ve imkânlar, kişiyi gaflete sevkederek, aczini anlamasına engel olur, bu kişiyi istiğnaya, o da tuğyana ve azgınlığa sevkeder. Âyet-i kerîme’de, “İnsanoğlu kendini müstağni görünce tuğyan edip azar” buyurulmuştur (Alak 6-7).

Şu halde Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)’ın istiâze ettiği acz, bu değildir. Yaşamak için zarûrî olan aslî ihtiyaçları iyi niyetine rağmen te’min edemeyecek, kendi ihtiyaçlarını kendi başına göremeyecek duruma düşmesidir.* Tembellik acze benzeyen bir durumdur, ama ciddi bir fark vardır. Acz, ferden yapılması gerekli olan şeyleri yapmaya kudretin olmamasıdır.

Tembellik ise, güç ve kuvvetin olmasına rağmen ameli terketmektir. Demek ki, işin yapılmaması her seferinde güçsüzlükten ileri gelmemekte, güç ve kuvvete rağmen terkedilebilmektedir. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) tembellikten de Allah’a sığınarak, bu ruh hâline karşı mü’minlerin dikkatini çekmiş olmaktadır.* Korkaklık ve cimrilik de acz ve tembellik gibi birbirine benzeyen iki haldir. Zîra ikisi de faydalanmama halini ifâde eder. korkaklık, bedenî kabiliyetlerden istifâde etmemek, cimrilik de maldan istifâde etmemektir.

* Düşkünlük veya aşırı ihtiyarlık, az önce temas ettiğimiz aczin yaşa bağlı olarak ârız olmasıdır. Hadislerde herem veya erzel-i ömr diye geçer. İnsan hayatında arzettiği ciddiyet sebebiyle olacak ki bu yaş safhasına Kur’an-ı Kerim de bir kaç kere yer verir: “Sizi Allah yarattı. Sizi yine O öldürecek. İçinizden kimi bildikten sonra (çocuk gibi) bir şey bilmesin diye en aşağı ömre kadar geri götürülür…” (Nahl 70, Hacc 5).

Düşkünlük hâlinin bâriz vasıflarından biri, “bildikten sonra bilmemek” olarak ifâde buyurulmuştur. Bundan, yaşlılıktaki unutkanlık kinâyedir. Beyzâvî’ye göre, bu safhadaki yaşlılık, dermansızlık ve akıl noksanlığı sebebiyle kişiyi bir çocuğa çevirir. Seleften gelen bazı rivâyetler, Kur’an okumaya devam edenin bu hâle giriftar olmayacağını belirtir.

Bu pek tabiî bir netice olmalıdır, zîra “işleyen demir ışıldar” fehvasınca, Kur’an okumak zihnî melekelerin zinde kalmasını sağlayacak, hâfıza gücünü canlı tutacaktıır. Dilimizde ibadet dirisi tâbiri, dindar yaşlılar için söylenmiştir. İbadetini devam ettiren insanlar bedenen dinç kaldığı gibi, Kur’an-ı Kerim’i okuyanlar da zihnen dinç kalacaklar demektir.

* Kabir azabının varlığı pek çok nassla sâbit olan bir gerçektir. Dünya hayatı ile kıyametin kopmasına kadar geçen zaman içinde berzah denen ara bir devre vardır, buna kabir hayatı da denebilir. Hayat kelimesini dünya şartlarındaki yaşayışımız için kullanınca kabir hayatı tâbiri ilk nazarda garip gelir ise de, dinimizin vaz’ettiği nasslar açısından kabir hayatı’ndan bahsetmek bir zarûret olur. Oradaki şartlara göre bir başka safha mevcuttur. Şurası muhakkak ki, orada, dünyada yapılanlar dışında yeni bir ibtila (imtihan), yeni bir amel, yeni bir iktisab yoktur. Ama dünyadaki yaptıklarına bağlı olarak iyilik ve kötülükte artmalar vardır. Kişi sadaka-i câriye sâhibi ise mânevî artışa mazhar olacaktır.

Ölümünden sonra da insanlara kötülükte örnek olan, saptırmaya devam eden bir çığır açanlar da, sebep oldukları için o kötülükten nasiplerini alarak, mânevî düşüşlerini artıracaklardır. Nitekim Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm), ne zaman haksız yere bir kan dökülse, bundan bir hissenin ilk kan dökme çığırını açmış olması sebebiyle Hz. Âdem (aleyhisselâm)’in oğlu Kâbil’e gideceğini haber vermektedir.Resûlullah, ayrıca kabirdeki hesaptan bahsetmiş; verilen hesaba göre kabrin iyi amel sahipleri için cennet bahçelerinden bir bahçe, veya kötü amel sahipleri için de cehennem çukurlarından bir çukur olacağını bildirmiş, bu çeşitten bir kısım açıklamalarla kabir hayatını kısmen aydınlatmıştır (5).

Şu halde sadedinde olduğumuz hadîs kabir azabından istiâze sûretiyle, mü’minlerin dikkatini kabir hakikatine çekmekte, onları kabir azabından kurtuluş çarelerini aramaya teşvik etmektedir.Bir kere daha hatırlatalım ki, duanın bir fonksiyonu da kişiyi, yapacağı işler husûsunda şuurlandırmak, programe etmek ve dua sûretiyle tesbit edilmiş, belirlenmiş olan hedefin, gâyenin gerçekleşmesi için dâîyi tedbire, amele sevketmektir.* Hayat ve memat (ölüm) fitnesine gelince: Bunlar hadiste mahyâ ve memat diye zikredilir. Mahyâ, hayat zamanı demektir. Memat da can verme (nez’) ânından sonraki ölüm zamanı demektir.Şu halde, hayat fitnesi ile, sağ olduğu müddetçe karşılaşılan imtihanlar kastedilmektedir.

Cehaletler, nefsânî arzular, zulümler, günahlar vs. Ölüm fitnesi ile bazı âlimler, ölümden önceki fitneyi anlamışlardır, yani daha hayatta iken nez’ (can çekişme) hâlinde iken karşılanan fitne, ölüme izâfe edilmesi, ölüme yakınlığı sebebiyledir. Bu görüşü destekleyen husus kabir fitnesinden ayrıca bahsedilmiş olmasıdır.Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)’ın ismetine, geçmiş ve gelecek günahlarının affedilmiş olmasına rağmen bu istiâzelere çokça yer vermesi, ümmetine örnek olmak içindir ve Allah’a kullukta eksiklik bırakmamak içindir. Kul olmak haysiyetiyle herkes ibadetle mükelleftir. İbadet, istiğfar, dua, namaz vs. bütün çeşitleriyle bir kulluk vazifesidir; günahkârlara mahsus bir vazife değildir.

Kütub-u Sitte Şerhi, Prof.Dr. İbrahim Canan Cilt 16-17

İstiaze Duaları- 2

ـ2ـ وعنه رَضِيَ اللّهُ عَنْهُ قال: ]كَانَ النَّبىُّ # يَقُولُ: اللَّهُمَّ إنِّى أعُوذُ بِكَ مِنَ الجُذَامِ وَالْبَرَصِ وَالجُنُونِ، وَمِنْ سَيِّئِ ا‘سْقَامِ[. أخرجه أبو داود والنسائى .

Yine Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) şu duayı okurlardı: “Allah’ım! Cüzzâmdan, barastan (alaten), delilikten ve hastalıkların kötüsünden sana sığınırım.” [Ebû Dâvud, Salât 367, (1554); Nesâî, İstiâze 36, (8, 271).]

AÇIKLAMA:

* Baras, deride beyaz lekeler hâsıl eden bir hastalıktır. Ala ten de denir. ______________(5) Bu hastalığa yakalananlara dilimizde Arapça aslı abras’tan bozma olarak abraş da denir.

* Delilik (cünûn): Her çeşit hayrın, tekâmülün kaynağı olan aklın gitmesidir. Cüûndan ne kadar Allah’a sığınılsa yeridir. Zîra akıl, insanlığımızın yegâne gereğidir. Dinimiz aklı olmayanın dini olmaz düsturundan hareketle, her çeşit sorumluluk ve mükellefiyet için aklın varlığını şart koymuş, aklın korunmasını dînin belli başlı gâyelerinden biri yapılmıştır.

* Cüzzâm: Vücudda kapanmayan yaralar açan bulaşıcı bir hastalıktır. Eski devirlerde tedâvisi bilinmediği için oldukça korkutucu bir hastalık idi.* Hastalıkların kötüsü: (Seyyiül-askâm) belli bir hastalık değildir, tedavisi olmayan, uzun müddet devam eden müzmin hastalıklar hep bu tavsife girer.Bazı şârihler, Resûlullah’ın hastalıklardan istiâze ederken, görüldüğü üzere, bazılarını zikretmiş olmasını nazar-ı dikkate alarak, bütün hastalıklardan istiâzeyi münasip görmemişlerdir. “Bazıları hafiftir, sabredilme hâlinde büyük sevaba medardır, yeter ki müzminleşmemiş olsunlar” derler.

Humma, baş ağrısı, göz ağrısı gibi her zaman gelebilen hastalıkları misâl verirler. Bu söylenenler mezkur hastalığa yakalananların tedâvi yollarını aramamalarını veya ilaç almamalarını gerektirmez. Hadis ciddî şekilde tedbir alınması gereken ağır hastalıklarla, hafifler arasında bir tefrik yapmış olmaktadır. Resûlullah, müzmin hastalıktan istiâze etmektedir. Zîra bu çeşit hastalıklar, en samimî dostların bile kaçmasını, kişinin ünsiyet edeceği kimselerin iyice azalmasını ve hatta tedavi edicilerin bile ürkerek tükenmelerini netice verir, vücutta kalıcı çirkinlikler hâsıl eder.

9 YORUMLAR

  1. Selam ben burak beyi arkadaşım samet sayesinde tanıdım. Uzun yıllardır bu sektörde çalışmalarını sürdürmüş. Kendisi bir çok havas konusunda artık uzman olmuş ve vergi levhası olması devlet izinli çalıştığı anlamına geliyor. Yaptığı çalışmaların etkili olduğunu anlıyor insan zaten benimde hemen 14 günde olmaya başlamıştı kullanma tarifini kargo bana geldikten sonra verdi uymam gereken kuralları anlattı çok iyi hoca başarılı hoca tavsiye ediyorum burak beyi.

  2. Ben İyiki sizi bulmuşum hocam iyi ki de tanışmışız şuanda hiç kimse beni bu kadar mutlu edemezdi veli geri geldi hocam allah sizden razı olsun ne diyim çok mutluyum allah bin kere razı olsun burak hocamın celbleri çok etkiliarkadaşlar ve kısa zamanda etki ediyor benim oldu deneyin pişman olmayacaksınız unutmayın işlem adı harmura aşk celbidir

  3. Merhaba burak hocayla yaklaşık 5 yıldır tanışıklığım var gerçekten işini düzgün yapan üstadlardandır benim için. Havas konusunda tek geçerim gerçekten ilim irfan sahibi birisidir. Bana teyzemin gelinine halamın oğluna ve çevremde yakın bildiğim bir çok insana yardımcı oldu ve başarısı kesinlikle tartışılmaz. Ben çok sıkıntılar çektim zamanında başıma bir çok kötü olaylar geldi. İşlerim kötüleşti kazancım düştü daha sayılacak bir çok şey var anlatmaya kalksam roman olur. Demem o ki lafı fazla uzatmadan burak hocam bana vefk tılsımı hazırladı ve sıkıntım çok kısa sürede bitti iş böyle olunca bende güvenerek tüm çevreme akrabalarıma bile önerdim yönlendirdim. Allah eline koluna zeval vermesin. Telf: 05533718994

  4. İyi günler canlar benim kocam sürekli beni aldatıyordu dayak atıyordu boşanmak istiyorum ama buna da izin vermiyordu çok çaresiz kalmıştım napacağımı bilmiyordum sonra burak hocayı buldum bir arkadaşım daha önce burak hocayla çalışmış 40 yaşlarda bir muhterem gerçekten yaptığı harmura celbinden çok memnun kaldım benimde sıkıntımı çözmemde vesile oldu Allah onu ailesine çoluğu çocuğu varsa ona bağışlasın tuttuğu iyi olsun inşallah tavsiye ediyorum ünlü kaliyetili bir hocadır. Çok danışanı var zaten ulaşmak ta bir sorun meşgul oluyor telefonu yurt dışından bile gelenleri varmış vesile olan arkadaşım söylemişti Allah böyle medyum hocalardan razı olsun. Telefonunu paylaşmak istedim. 0 5 5 3 3 7 1 8 9 9 4

  5. Ben Burak hocayla celb çalışmasında bulundum. Eskiden sözlü olduğum kişi 36. Gun bana mesaj atti ruyasinda beni görmüş. Merak etmis. Konuştuk acayip pişmandı. Sonra buluştuk pişman olduğunu söyledi. Şimdi aramız öyle iyiki Allah nazarlardan korusun çok memnunum teşekkürler. 05533718994

  6. Gercegi biliyordum yalan yemin helede mezarda yatan bir insan üstüne yemin tovbe et dedim kemiklerini sizlatyi babasini hic tanimadim ama saygin bir insanmis namazinsa niyazinda mezara gömdüler burada bi müesser diye hocaya gittik büyü için cevresi kötü adamlar dolu soğusun diye cevresinsen alkollik cevreden uzaklascak dedi Birtane saksiya gom dedi birtane suya koy on gun icsin dedi Birtanede ustunde tasi dedi ben ustumde tasiyamadim Cunku serseri Uzerimde gordu farkli dusundu bende sudyen muskasi dedim cikarttim Esime hicbirsey fayda etmiyordu iki kez yapti muesser hanim ben ona para yolladim borc buldum iki kez bi işe yaramadı sonkez tavsiye uzrne Burak beyle rtibata gectk duzelmesı icin balgama vekfı yaptık Daha birkere cuma namazi kildigini bilmezdim Bayram namazi kilar sadece şimdi gidiyor İckici Ramazan ayi gelsin iple cekerim ozaman icmiyor bir ay boyunca Ama ramazan bitti bayramda basliyordu şimdi hiç içmiyor Bir kadinin caresizligi nasil bilirmisiniz? Cokuzulmustum ama simdi düzeldi cok sükür bu hoca bıze iyi geldi. Sonuçtan memnuın olursan sitemize sorununu yazıp çözümünü yaz demiştiniz herkeze gönülden tavsiye ediyorum. Burak beyle gönül rahatlığıyla çalışabilirsiniz.

  7. Eşim beni terk etti tam 35 gündür kayıpdı sağolun Burak bey balgama vekfiniz çok işe yaradı geri döndü ve artık saatine evinde satinde işinde yuvamız huzur buldu. Buradan tüm misafirlerimize tereddütsüz tavsiye ederim. Eşimden korktuğum için süreki mail adresiyle iletişime geçip büyük sabırla bize yardım etti sizin hakkınız ödenmez.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here